Diğer taraftan öyle bir hastalık ki hem hastalığı yakalanan hem de yakınları için "DOST-DÜŞMAN" ayırma hastalığıdır. Evet aynen öyle.Dostlar üzülür, yardımcı olmak isterler, maddi manevi çıkarsız.Kişileri düşünürler. ne olacak kendisi,ailesi diye. Samimidirler. Bunu sözle söyleseler bile moral olur. Zaten ağızlarından çıkarken cümleler anlaşılır.
Birde bıyık altından kıs kıs gülenler vardır.Nasıl olsa çok yaşamıştı, iyi yaşamıştı, Dünyalığını yapmıştı derler. Adamın parası işi ne olacak derler. "KAFAYI YEDİ" derler, "Haindir", onlar. "Kurttur" onlar, "Leş Kargasıdır", onlar."Hırsızdır" onlar, "bak ne hale düştün diyenlerdir" onlar. Ama ya kendileri "O" hale düşse. Düşmeyeceğinin garantisi var mı? Ama onlar o hale düşse "ağlaşırlar", "bağırırlar", "çağırırlar", "ölüyoruz", derler, yakınırlar çünkü acizdirler. Aslında hatırlamak istemezler yaptıklarını. "Korkaktır", onlar, her şeylerinin kaybedecekleri için.
İşte böyle bir hastalıktır;Kanser. Kötü hastalıktır, ölümcüldür ama daha ölümcül olanı çevrenizdekileri ayırt etme, edememe vardır DOSTU DÜŞMANI...
Bir Hadis: "Kim bir kardeşini, bir günah sebebi ile ayıplarsa, o günahı işlemedikçe o kimse ölmez".Hz Muhammed (s.a.v) "Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz" sözü, kaynaklarımızda Hadis olarak geçmektedir. (Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; Bkz: Keşfu'l-Hafa, 2/265) Ancak Hadisin zayıf olduğu bildirilmiştir. (bk. Tirmizi, Kıyamet, 53)